Sanatçı Serimizin ilk iş birliğini tanıtmaktan heyecan duyuyoruz: GREYMINT x MATEATME.

Vilma'nın fotoğrafları, yeryüzünün, denizin ve gökyüzünün dokularını canlandırarak unutulmuş anıları yeniden keşfediyormuş gibi hissettiren şiirsel görseller ortaya çıkarıyor.

Bu iş birliğiyle, Vilma'nın sanatsal vizyonunu ve bizi çevremizdeki dünyanın daha basit, temel farkındalığına geri götürme yeteneğini kutluyoruz. GREYMINT ve Vilma birlikte, yaşamın hassas dengesine bir bakış sunuyor: organik, zamansız ve güzel bir şekilde kusurlu olanın kucaklanması.

Her resim, geleneksel Özbek kağıt yapım teknikleri kullanılarak Türkiye'den temin edilen el yapımı kağıtlara basılmış olup, sadece 10 baskı mevcut olup, yüzyıllardır süregelen zanaatkarlık geleneğini onurlandırmaktadır.

Sanatımız, dut ağacının kabuğundan yüzyıllardır kullanılan bir teknik kullanılarak el yapımı Özbek kağıdına basılmıştır. Özbekistan'da nesilden nesile aktarılan bu geleneksel süreç, tamamlanması 10 güne kadar sürer ve her sayfanın tarih açısından zengin ve karakter dolu olmasını sağlar.

Dayanıklılığı ve doğal gücüyle bilinen, dut kabuğundan üretilen Semerkand kağıdı, 300 yıldan fazla süre dayanabiliyor.

Bu kağıdın hiçbir iki sayfası aynı değildir, çünkü kağıdı kesmek için makine kullanmaktan özellikle kaçınırız, böylece kağıdın özgünlüğünü korur ve geçirdiği zamansız yolculuğu yansıtırız. Bu sadece bir zanaat harikası değil, aynı zamanda toprağın ve insanlarının kalıcı mirasına işaret eden bir zanaatkarlık eseridir.

Bu kağıt üzerindeki her baskı, geçmişin zamansız tekniklerini günümüzle buluşturan sürecin özünü taşıyor.

  • Sen Dokun, Ben Titreyeyim

  • Suyun Duygusu

  • Denizin Fısıltısı

Vilma'nın fotoğrafçılığı, insan vücudu ile doğal çevre arasındaki derin bağlantıları keşfederek doğayla samimi bir danstır. Mallorca'da yaşayan Vilma, çevredeki denizden sürekli ilham alıyor ve görsel anlatılarına onun enginliğini ve samimiyetini dahil ediyor. Çalışmaları genellikle unutulmuş anıların yeniden keşfi gibi hissettiriyor ve görsel şiiri ve öz sevgi ve kabulün nazik hatırlatıcılarıyla bir déjà vu hissi uyandırıyor.


Vilma'nın yarattığı her kare, sıradan bir fotoğraftan daha fazlasıdır; bir hikaye, hayatın hassas dengesinin şiirsel bir yorumudur. İzleyicilerini temel olanla yeniden bağ kurmaya, kentsel varoluşun sıklıkla körelttiği dokunsal ve duygusal hisleri yeniden keşfetmeye teşvik ediyor. Onun merceğinden, izleyiciler temel bir farkındalığa, hem topraklayıcı hem de uhrevi güzellikte olan dünyayla ilkel bir bağlantıya geri davet ediliyor.


Sanatı, kökenlerimizi ve doğaya kaçınılmaz dönüşümüzü hatırlatıyor; bizi organik ve dokunsal olanı (kil, ahşap, su) kucaklamaya ve modern hayatın gürültüsüne rağmen bizi hâlâ derinden etkileyen doğal alanlarda kendimizi bulmaya teşvik ediyor.